Mağlova Su Kemeri Videosunu izlemek için tıklayın.

İstanbul hafta sonu gezilecek yerlerle ilgili bu yazımızda sizlere Mağlova Su Kemeri’ni tanıtacağız. Mimar Sinan’ın önemli baş yapıtlarından olan Mağlova Su Kemeri İstanbul Alibey Deresi üzerinde yer alıyor. Kanuni Sultan Süleyman’ın emriyle İstanbul’un su ihtiyacını gidermek için Mimar Sinan tarafından inşa edilen Mağlova Su Kemeri, günümüzde hala İstanbul’a su taşımaya devam ediyor. İstanbul’un Eyüp ve Sultangazi ilçelerinin sınırları içerisinde yer alan bu yapıyı görmek için eskiden orman yolundan 15 dakika yürümeniz gerekiyordu. Ancak İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin hizmete açtığı Kemerburgaz Kent Ormanı ile Mağlova Kemeri’ne ilk kez yürüyerek ulaşım sağlandı. Siz de hafta sonu hem ailenizle doğanın içinde bir gün geçirmek ve zamana yolculuk yapmak istiyorsanız İstanbul Mağlova Kemerine nasıl gidilir yazımızı okumanızı tavsiye ederiz. Peki Mağlova Su Kemeri nerede? Mağlova Su Kemerine nasıl gidilir? Mağlova Kemeri tarihçesi nedir? Mağlova Kemeri hakkında bilgiler yazımızın devamında.

Mağlova Su Kemeri Tarihçesi

Mağlova Su Kemeri, Kanuni Sultan Süleyman’ın emriyle 2 bin yıllık Kırkçeşme Su Yolu Sistemi’ni İstanbul’a ulaştırmak için Mimar Sinan tarafından 1554-1563 yılları arasında inşa edilmiştir. 455 yıldır dimdik ayakta duran ve ilk günkü gibi hala İstanbul’a su taşımaya devam eden Maglova Su Kemeri, dünyadaki tüm su kemerleri arasında mimarlık ve mühendislik açısından şahaser olarak gösterilir. Mağlova Kemeri, Mimar Sinan’ın imzasını taşıyan anıtsal bir mimari yapıdır. Öyleki uzmanlar, Mimar Sinan o dünyaca ünlü çok büyük camileri yapmasaydı da sadece bu kemerle yine dünya çapında bilinirdi ifadeleriyle yapıyı övmektedirler. Uzmanlar tarafından mimari, mühendislik ve estetik açıdan bir dünya harikası, dünya su mimarisinin de baş yapıtı olarak görülüyor. Birçok turist ve akademisyen, dünyanın çeşitli ülkelerinden sadece bu tarihi su kemerini görebilmek için İstanbul’a geliyor.

Mağlova Su Kemeri Mimari Yapısı

Moğolaga, Muğluva, Muğlava ve Muallâk olarak da adlandırılan Maglova Kemeri, 35 metre yüksekliğinde ve 257 metre uzunluğundadır. Günümüze ulaşan yazılı belgelere göre 20 Eylül 1563’te İstanbul’da 24 saat süren şiddetli bir kasırga yaşanır. Bu sebeple gerçekleşen sel felaketi sonucunda Kırkçeşme Tesisleri kemerleri büyük hasar görür ve Ayvat Kemeri ile Mağlova Kemeri tamamen, Uzun Kemer’in ise 16 gözü yıkılır. Bunun üzerine Mimar Sinan, Maglova Kemerini ikinci kez inşa eder. Yeni bir sistem kullanan Mimar Sinan, kemerin ayaklarını iki ayrı piramit şeklinde genişletir. Uzmanlar, o dönemde böyle bir akıntıya dayanacak bir kemerin inşa edilmesinin mucize olduğunu belirtir. Üst kısmında yer alan tamamen kapalı ana galerisi içinden Maglova Su Kemeri İstanbul’a su taşırken, ayrıca kemer içerisinde bulunan yol sayesinde köprü görevi görerek insanların karşı kıyıya geçmesini sağlamaktadır. Kemerde 33 farklı iç kemer yer alır. İki katlı maglova kemerinin alt katında 8 büyük, üst katında 8 küçük gözü bulunmaktadır. Alt katında bulunan gözlerden 4 tanesi diğerlerine nazaran daha büyük yapılmıştır. Genişlikleri 18,4 metredir. Üst katındaki orta 4 gözün genişlikleri ise 13,4 metredir. Mimar Sinan’ın inşa ettiği camilerde bulunan ses akustiği burada da bulunuyor. Sel baskınlarından ve taşıması için gelen yüksek debilerden zarar görmemesi için 3 farklı sigorta sistemine sahip kemer, piramit şeklindeki ayak sistemi ile dünyada tek olma özelliğine sahip.

Mağlova Kemeri Nerede? Mağlova Kemeri Nasıl Gidilir?

Mağlova Kemeri konumu, İstanbul Sultangazi ilçesi sınırları içinde yer alıyor. Maglova Kemeri’ne en yakın yerleşim tarihi Cebeci Köyü’nden geçerek Alibey Deresi’nin yanındaki patika yollardan Mağlova Kemerleri’ne gidiliyordu. Mağlova Kemeri ulaşım biraz zahmetli ve ormanlık alandan geçen yol, yürüyerek 15 dakika sürüyordu. Ancak İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin 26 Ekim 2019 tarihinde hizmete açtığı Kemerburgaz Kent Ormanı ile tarihi Mağlova Su Kemeri’ne ilk kez yürüyerek erişim sağlandı. Sahip olduğu tarihi, mimari, estetik ve hidrolik özellikleriyle dünya turizmi açısından, Eyfel Kulesi ve Mostar Köprüsü ile kıyaslanabilecek çok kıymetli bir eser olan Malova Kemeri, başta İstanbullular olmak üzere dünya turizmine de açılmış oldu. Mağlova Kemeri yol tarifi için tıklayın.

Kemerburgaz Kent Ormanı ve Mağlova Kemeri Gezi Planı

5 buçuk milyon metrekareden oluşan Kemerburgaz Kent Ormanı, hafta sonu gezileri için ideal.

Eyüpsultan Kemerburgaz Mevkii’nde hayata geçirilen Kemerburgaz Uluslararası Kent Ormanı, İstanbul’u yeniden yeşille buluşturan projelerden biri olma özelliği taşıyor. Tamamı 5 milyon 526 bin metrekareden oluşan şehir parkının 1 milyon 500 bin metrekarelik bölümü hizmete açıldı. İçerisinde seyir, macera, eğitim ve spor alanları bulunan Kemerburgaz Kent Ormanı ile İstanbullular keyifli zaman geçireceği yepyeni bir soluklanma alanı kazandı. Şehir merkezine yakınlığıyla herkes için ulaşılabilir bir nokta olan Kemerburgaz Kent Parkı’na 8 binin üzerinde ağaç dikildi ve dikilmeye devam ediyor.

Kemerburgaz Kent Ormanı nerede, içinde neler var?

Kemerburgaz Uluslararası Kent Ormanı'nın içerisinde çocuk kulübü, futbol sahası, izci kampı, uçurtma atölyesi, el sanatları satış birimi, midilli ahırı, büyükbaş ve küçükbaş hayvan ahırları ile seyir kulesi bulunuyor. Kısacası hafta sonu ailenizle keyifli vakit geçirebileceğiniz bir alan olmanın yanı sıra ulaşımı zor olan Maglova Su Kemeri’ne sağladığı ulaşım kolaylığıyla da hafta sonu gezilerinin vazgeçilmezi olacak yerlerden. Kemerburgaz Kent Ormanı’nda keyifli bir vakit geçirdikten sonra Mağlova Kemeri’ne trekking yapabilirsiniz. Maglova Kemerine geldiğinizde, kenarındaki patikadan inip en alttaki girişinden merdivenlerle bir üst seviyeye çıkarak, Maglova köprüsünden karşıya yürüyebilirsiniz. Kemerburgaz Kent Ormanı yol tarifi için tıklayın.

Bildiğiniz üzere sitemizde "Blogger (Blogspot)" altyapısını kullanıyoruz. Dolayısıyla sitemizi geliştirmek için birçok siteyi, blogu, forumu takip ediyoruz. WP ile ilgili birçok içeriğe kolayca ulaşmak mümkün olabiliyor ama Blogspot ile ilgili Türkçe yeterli bilgiye ulaşmak çok zor. Birçok yazı maalesef Blogger için uyumlu değil. Çok fazla bilgi kirliliği söz konusu. Sitenizi hızlandırmak için tam bir ipucu buldum diyorsunuz, uygulamaya başlıyorsunuz ve hayal kırıklığına uğruyorsunuz. Çünkü içeriklerin çoğu kopyala yapıştır. İşte tam da sitemizi hızlandırmak için çalışmalar yaptığımız bir dönemde karşımıza harika bir blog çıktı. Daha önce faydalı blogları tanıtma kararı almıştık. Bu kategorideki ilk yazımızda birçok içeriğinden fayda sağladığımız dost bloga gitsin. İşte karşınızda Naber Blog!

BLOGGER SİTE KURMA

Naber Blog ile tanışmamız sitemizi hızlandırmak için çalışmalar yaptığımız sırada gerçekleşti. İnternette birçok içeriği okuduk, inceledik, uygulamaya çalıştık. Ama maalesef çoğu hüsranla sonuçlandı. Blogger site altyapısına dair yazılan çoğu içerik maalesef faydalı değildi. Kendisi de blogger altyapısını kullanan, blogger eklentileri ve html kodları ile ilgili paylaşımlar yapan bir site ararken Naber Blog ile tanıştık. Henüz yeni bir blog ama kendisi de blogger altyapısını kullandığı için blogger site kurma ile ilgili paylaştığı içeriklerin tamamından sonuç almanız mümkün.

NABER BLOG'DA NELER VAR?

Naber Blog'da Adsense başvuru yapmaktan seo tekniklerine, blogger siteye buton eklemekten blogger site yönlendirmeye, blogger tema düzenlemekten blog yazı yazma tüyolarına kadar birçok konuda içerik bulmanız mümkün. Eğer blogger site kurma, blogger eklentileri ve blogger için html kodları ile ilgili bir şeyler arıyorsanız mutlaka Naber Blog'u ziyaret etmenizi tavsiye ederiz. Ayrıca Naber Blog'u yazıların altına yazdığınız yorumlarınıza da hemen cevap verdiğini, farklı sorunlarınıza çözüm önerileri sunmaya çalıştığını da belirtelim. Ayrıca harika bir blogger şablonu var.

Biz Naber Blog'u keşfettiğimiz için çok mutluyuz. Eğer bir blogger sitesi açma düşünceniz varsa ya da blogger siteniz varsa mutlaka Naber Blog'u ziyaret edin ve takibe alın. Kesinlikle pişman olmazsınız.

Yazın işi gereği koşturmaktan ayağını denize sokamayanlar.. Şirkette kıdemi düşük olduğu için yaz aylarına izin yazdıramayanlar.. Hiçbir bahanesi olmayıp, sıcağı sevmeyip havaların biraz serinlemesini bekleyenler.. Bütçeyi bir türlü denkleştiremeyip eylül-ekim ayı tatil fırsatlarını kovalayanlar.. Yaz tatillerindeki yoğunluktan sıkılan, okulların açılıp sahillerin tenhalaşmasını bekleyenler.. Ben yaz insanı değilim, sonbahar insanıyım diyenler.. Yaz tatilinde denizden çıkmayan, bir de sonbahar tatili yapayım diyenler.. Haydi toplanın bu yazımız size.. Yazı aratmayan sonbahar tatili rotaları, eylül ekim ayında gezilecek yerleri, tatil fırsatlarını sizin için derledik. Size sonbahar tatili planlayarak ne kadar doğru yaptığınızı gözler önüne serecek, kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlayacak nedenler ve tatil önerileri hazırladık. İşte Türkiye’de sonbaharda gidilecek en güzel rotalar..

SONBAHAR TATİLİ CANDIR
Sonbahar tatili birçok insan tarafından garip karşılansa da, sonbaharda tatile çıkmak için çok fazla geçerli sebep var. Herhangi bir arkadaşınız, sonbahar tatil planınızı bozmaya çalışıyorsa, 'yağmur yağar', 'çamur olur' 'üşürsün' gibi söylemlerle sizi yolunuzdan döndürmeye çalışıyorsa, şundan emin olun ki, o arkadaşınız henüz sonbaharda tatil yapmamıştır. Sakın modunuzu bozmayın, tatil planınızdan vazgeçmeyin. Sonbaharın size, yaz tatiline benzemeyen, bambaşka bir enerjisi, atmosferi, huzuru olan bir tatil sunacağına şüpheniz olmasın. Herkes mesaisini yaparken, şezlongda hafif bir esinti eşliğinde güneşlenip, kitap okumaktır sonbahar tatili. Sonbaharda tatile çıkmak için geçerli sebeplere ihtiyacınız varsa yazımızı okuyabilirsiniz.



SONBAHAR TATİLİ PLANLARKEN NELERE DİKKAT EDİLMELİ
Sonbahar tatili planlamaya karar verdiyseniz, tatil günü gelene kadar içinizi kemirecek tek şey 'hava durumu' olacaktır. Eğer tatil planınızı çok önceden planladıysanız, bu endişe daha da artabilir. Bu yüzden çok erken bir tatil planı yaptıysanız, mutlaka konaklama ve ulaşım rezervasyonlarınızın esnek olmasına dikkat edin. Tatil planınızı iki hafta kala yapıyorsanız, uzun vadeli hava tahminlerini mutlaka inceleyin. Her ne kadar bu tahminlerin yanılma ihtimali yüksek olsa da, yine de bir fikir verebilir. Ayrıca sonbaharda tatile çıkarken yanınıza mutlaka şemsiye ve yağmurluk almayı unutmayın. Kıyafetlerinizi seçerken de akşam esintisini göz önünde bulundurun, hırka, ince bir mont, mevsime uygun ayakkabı ve pantolon almayı unutmayın.

SONBAHARDA TÜRKİYE'DE GEZİLECEK 27 YER

1. Sonbaharda güneşlenmek isteyenlere tatil önerileri

Ülkemiz aynı anda 4 mevsimin yaşanabildiği harika bir coğrafyaya sahip. Bu yaz ayağını denize sokma fırsatı bulamamışlar, kışa biraz daha bronz gireyim diyenler, yaz çok sıcak, sonbaharda denize girmek daha güzel diyenler, işte sizin için sonbaharda denize girmek, güneşlenmek isteyenler için sonbahar tatili önerileri..

1.1 FETHİYE

Fotoğraf Kaynak: Flickr / Faruk Kaymak

Kesinlikle eylül-ekim ayında gidilecek tatil yerlerinin başında Fethiye geliyor. Hem bulunduğu coğrafya, hem sonbahardaki iklimi, hem yakın çevresinde gezilecek çok fazla yer olması, hem de farklı aktivite seçenekleri., Fethiye’yi listenin ilk sırasına almamıza sebep oldu. Ekim ayı sonuna kadar Fethiye’de çok rahatlıkla denize girebilir, güneşlenip bronzlaşabilirsiniz. Hatta şanslıysanız hafif sağanak yağmur yağarken denizin keyfini sürebilirsiniz. Fethiye’de denize girecekseniz gideceğiniz ilk yer dünyanın en güzel plajlarından Ölüdeniz Plajı olacaktır. Günün farklı saatlerinde denizde mavinin her tonunu göreceksiniz. Ölüdeniz’de bizim favorimiz kesinlikle Sugar Beach Club. Ölüdeniz’in en güzel plajlarından birine sahip. Farklı yerlerde denize girmek istiyorsanız Ölüdeniz Plajı’ndan Belcekız Plajı’na gidebilir veya 5 dakika uzaklıktaki Könül Plajı veya Kıdrak Koyu’na gidebilirsiniz. Tabi ki Faralya’yı unutmak olmaz. Günübirlik tekne turları ile Kelebekler Vadisi, Aya Nikola Adası, Gemile Koyu, Karacaören ve Göcek’te de denize girmeniz mümkün. Tekne turu rezervasyonu yapmak için tıklayın.

FETHİYE’DE YAPILACAK AKTİVİTELER

Fotoğraf Kaynak: Flickr / M. Bumedian

Fethiye’de sonbaharda yapabileceğiniz birçok aktivite mevcut. Yapılacak aktivitelerin başında ilk sıraya kesinlikle tarihi Likya Yolu’nda yürüyüş yapmayı koymalısınız. Yazın bu yolda yürüyüş (trekking) yapmak bunaltıcı olabiliyor. Ama sonbaharda Likya Yolu yürüyüşü gayet keyifli oluyor. İkinci etkinlik önerimiz tabi ki Babadağ’dan yamaç paraşütü yapmak. Dünyanın en güzel coğrafyalarından Ölüdeniz’e gökyüzünden ayrı bir keyif. Hiç korkmadan mutlaka denemelisiniz. Lisanslı ve tecrübeli pilotlar ile uçmak için tıklayın. Bir diğer etkinlik tabi ki jeep-safari. Bir çeşit deli turu diyebiliriz. Sabahtan akşama kadar süren, her anı adrenalin dolu, bütün gün ıslak kalma garantili jeep-safari turlar genelde Tlos Antik Kenti, Yakapark, Saklıkent ve Patara’ya gidiyor. Turun sonunda da çamur banyosu yapılır. Son etkinlik önerimiz ise Saklıkent’te rafting yapmak. Fethiye’deki aktiviteleri incelemek için tıklayın.

AFKULE MANASTIRI VE FETHİYE BALIK PAZARI

Gelelim Fethiye’nin akşamlarına.. Güneşi batırmadan önce Afkule Manastırı’na gidip, şarap eşliğinde güneşin batışını izleyebilirsiniz. Akşam kesinlikle Türkiye’nin en iyi rakı-balık yerlerinden Fethiye Balık Pazarı’na gidin. Fethiye Balık Hali’nden en taze balıkları seçip, halin çevresindeki restoranlardan birine oturup, fasıl eşliğinde güzel bir akşam geçirebilirsiniz.
Fethiye tatili için en az 3 gün ayırmanızı öneririz.

FETHİYE’DE NEREDE KALINIR

Konaklama için sırasıyla Faralya, Ölüdeniz ve Fethiye merkezini tercih edin. Fethiye bölgesinde her bütçeye uygun otel bulmak mümkün.

FETHİYE’YE NASIL GİDİLİR

Otobüsle Türkiye’nin çoğu yerinden sezonda Fethiye’ye direkt ulaşım mevcut. Sezon dışında da neredeyse her gün otobüs seferi bulmanız mümkün. Alternatif olarak biletinizi Muğla merkeze alıp, buradan Fethiye’ye yaklaşık 2 saat gibi bir sürede yine otobüsle seyahat edebilirsiniz. Otobüsle Fethiye yolculuğu, İstanbul’dan 11,5 saat, İzmir’den 5 saat, Ankara’dan 7 saat sürüyor. Fethiye garajdan da her yere dolmuşla gitmek mümkün.

Uçakla gelmek isteyenler için Fethiye’ye en yakın havaalanı, Dalaman Havalimanı. Dalaman, Fethiye’ye 44 km uzaklıkta ve yaklaşık 45 dakika sürüyor. Dalaman Havalimanı’nda uygun bir uçuş bulamazsanız alternatif olarak Antalya Havalimanı’nı da tercih edebilirsiniz. Yaklaşık 2,5 saat süren otobüs yolculuğunun ardından Fethiye’ye ulaşmanız mümkün.

Tabi ki bir diğer alternatif özel aracınızla gelmek. Hangi şehirden gelirseniz gelin yol üzerinde birçok gezip görebileceğiniz yer keşfetmek için sizi bekliyor. Yolculuğun keyfini çıkarmak tamamen size kalmış.

1.2 BODRUM

Fotoğraf Kaynak: Flickr / Jan Smets

Türkiye’nin en popüler tatil yerlerinden biri de şüphesiz Bodrum. Doğa harikası koyları, pırıl pırıl turkuaz denizi ile özellikle yerli turistlerin en çok tercih ettiği yerlerin başında geliyor. Geliyor da, işte tam bu sebepten yaz aylarında Bodrum adeta küçük İstanbul’a dönüyor. Akşam trafiği bazen İstanbul’u aratmıyor. Tabi gülü seven dikenine katlanır. Ama zaten şehir trafiğinden, kalabalıktan bıkmış olanlar, yazın Bodrum’a tatile gitmek istemiyor. İşte bu sebeplerle Bodrum’a mutlaka sonbahar aylarında da gidin. Hem trafik yok, hem plajlar daha sakin, hem gürültü yok, hem de fiyatlar cep yakmıyor. Eylül ekim aylarında hala Bodrum’da denize girilebilir, sonbahar güneşinde hafiften bronzlaşmak mümkün. Ama artık Halikarnas Balıkçısı’nın anlattığı küçücük bir Bodrum yok. Neredeyse birçok şehrimizden daha büyük bir alana yayıldı. Bu yüzden konaklanacak bölgeye iyi karar vermek lazım. Sonbahar aylarında Bodrum merkezin hareketli olduğunu göz önünde bulundurmanızı öneririz. Bitez ve Bodrum merkeze yakın bölgelerde konaklama yapmak daha avantajlı olacaktır.

BODRUM’DA SONBAHAR’DA GEZİLECEK YERLER

Fotoğraf Kaynak: Flickr / erdem kurtulus

Masmavi denizi ve bakir doğası ile Akyarlar’da denize girin. Karaincir Plajı’nın keyfini sürün. Sadece burası mı var. Hayır tabi ki. En güzeli bir tekne turuna katılın. Bodrum’un koylarını keşfedin. Sonbaharda ılık esen rüzgar eşliğinde sörf tutkunuzu geliştirmek isterseniz, Bitez koyuna gidin. Rüzgar sörfü aktivitesi için biçilmiş kaftan. Bodrum’un sualtı zenginliğini keşfetmek için tüplü dalış yapın. Akşam üzeri Bodrum Marina’da keyifli bir gezinti yapın. Gezintinizi Bodrum Çarşı’da devam ettirip, barlar sokağını keşfe çıkın. Hazır her yer tenhalaşmışken, Bodrum Kalesi ve Sualtı Arkeoloji Müzesi’ni ziyaret edin. Bodrum’un en güzel gün batımı noktalarından biri olan Yalıkavak yel değirmenlerinde güneşin batışını izleyin. Buraya kadar gelmişken, Yalıkavak çarşıyı gezin, meşhur köftesini deneyin. Biraz daha sakinlik arıyorsanız Gümüşlük’e gidin. Gümüşlük yerel takı pazarını gezip, gün batımında balık-rakı yapın. Mutlaka gitmeden önce Bodrum Antik Tiyatrosu etkinliklerine göz atın. Harika konserlere denk gelebilirsiniz.

KARİA YOLU BODRUM ETABINDA TREKKING YAPIN

Likya Yolu’nun bir benzeri olan Karia Yolu’nun Bodrum etaplarını keşfetmeye ne dersiniz? Muğla ve Aydın’ı kapsayan 820 kilometrelik bir trekking rotasına sahip Karia Yolu, 4 etaptan oluşuyor. 1. Etap Dalyan-Sarnıç arasını, 2. Etap, Gerga-Ören arasını kapsarken 3. ve 4. Etap ise Bodrum sınırlarında. Size burada 3 farklı rota tavsiyesinde bulunacağız. Mazı-Kisse Büyük-Çiftlik güzergahında uzanan rota 27 kilometre uzunluğunda. İkinci rota Çiftlik-Kızılağaç-Bodrum güzergahını kapsayan 21 kilometrelik bir rota. Diğer rota ise Bodrum-Pedasa-Gee Kilisesi-Torba arası 12 kilometre uzunluğa sahip. Harika manzaralar sizi bekliyor.
Bodrum tatili için en az 3 gün ayırmanızı öneririz.

BODRUM’DA NEREDE KALINIR

Sonbahar aylarında Bodrum'da tatil yapacaksanız konaklama için sırasıyla Bitez, Bodrum Merkez ve Turgutreis’i tercih edin. Bodrum'da her bütçeye göre pansiyon, apart, villa, otel bulmak mümkün.

BODRUM’A NASIL GİDİLİR

Otobüsle Türkiye’nin çoğu yerinden sezonda Bodrum’a direkt ulaşım mevcut. Sezon dışında da neredeyse her gün otobüs seferi bulmanız mümkün. Otobüsle Bodrum yolculuğu, İstanbul’dan 11 saat 30 dakika, İzmir’den 3 saat 30 dakika, Ankara’dan 11 saat sürüyor. Muğla Otogar’dan Bodrum’a 2 saat 15 dakikada gidebilirsiniz. Bodrum Otogar’dan her 15 dakikada bir bütün beldelere minibüsler kalkıyor.

Uçakla gelmek isteyenler için Bodrum’a en yakın havaalanı, Milas-Bodrum Havalimanı. Sezonda çok yoğun olduğunu hatırlatalım. Mümkün olduğunca erken rezervasyon yapmakta fayda var. Milas-Bodrum Havalimanı’ndan Bodrum otobüsle 45 dakika sürüyor. Havaş ve Muğla Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Muttaş ile gelebilirsiniz. Tabi bir diğer seçenek de araç kiralama.

Tabi ki bir diğer alternatif özel aracınızla gelmek. Hangi şehirden gelirseniz gelin yol üzerinde birçok gezip görebileceğiniz yer keşfetmek için sizi bekliyor. Yolculuğun keyfini çıkarmak tamamen size kalmış. Arabasıyla İzmir üzerinden geleceklere iki tavsiye verelim. Meşhur Çine köftesini yerinde tadabilir ya da Bafa Gölü’nde keyifli bir mola verebilirsiniz.

1.3 SİDE

Fotoğraf Kaynak: Flickr / Ömer Korkut

Yabancı turistlerin büyük ilgi gösterdiği Antalya, eylül ekim aylarında güneşlenmek ve denize girmek isteyenler için tavsiye edeceğimiz bir diğer yer. Hem yazın bunaltıcı sıcakları, hem plajlardaki kalabalık yok, hem de ulaşım ve otel konaklama fiyatlarında büyük fırsatlar oluyor. Sonbaharda Antalya’nın her bölgesini tatil için değerlendirebilirsiniz. Ancak biz bu yazımızda il olarak Antalya’yı değil özellikle Side’yi tavsiye edeceğiz. Manavgat ilçesine bağlı Side’nin nüfusu yaz aylarında 1 milyonu geçerken, kış aylarında 12 bin civarında oluyor. Side’de denizin en güzel olduğu mevsim Eylül ayıdır. Ekim sonuna kadar rahatça denize girebilirsiniz. Hala bikini izlerini silemeyenler ya da kış aylarında da bronz kalmak isteyenler için doğru adrestesiniz.

SİDE’DE NE YAPILIR

Fotoğraf Kaynak: Flickr / Feridun F. Alkaya

9 adet mavi bayraklı plaja sahip Side’nin altın gibi parlayan kumsallara sahip plajlarının dünyaca ünlü olduğunu söylemeye gerek yok. Özellikle başta Side Halk Plajı olmak üzere Kumköy, Titreyengöl, Sorgun ve Çolaklı plajlarında denize girmenizi tavsiye ederiz. Eğer dalış yapmaya merakınız varsa Side’de çok sayıda dalış okulu var. Su altını keşfe çıkmak için tıklayın. Side, adeta su sporları cennetidir. Su kayağı, jet ski vs. de yapabilirsiniz. Mutlaka günübirlik tekne turlarına katılın. Jeep safari ile Torosları’ın ve Side’nin doğal güzelliklerini keşfedin. Köprülü Kanyon’dan rafting yapın. Yeşil Kanyon’da tekne turu yapın. Kartal Kanyonu’na gidin, manzaranın keyfini çıkarın. Manavgat Şelalesi, Sorgun Ormanı ve Titreyengöl gibi doğa harikalarının Side’ye sadece birkaç kilometre uzaklıkta olduğunu unutmayın.

SİDE’DE GEZİLECEK TARİHİ YERLER

Doğası ile olduğu kadar tarihi ile de dikkat çeken Side, antik çağlarda Pamfilya Bölgesi’nin en önemli liman kentlerinden biridir. Side Yarımadası üzerine kurulan beldenin tarihi M.Ö. 7. Yüzyıla kadar dayanmaktadır. Side’nin mutlaka görülmesi gereken tarihi yapılarının başında, merkezde tüm heybetiyle duran Side Amfi Tiyatrosu geliyor. Ayrıca Side Müzesi’ni de görmenizi tavsiye ederiz. Bir diğer antik yapı da Seleukeia Antik Kenti. Antik kent turunuza Aspendos’u eklemeyi unutmayın.

SİDE’DE NEREDE KALINIR

Antalya genelinde birçok konaklama seçeneği mevcut. Ancak özellikle Manavgat ve Side merkeze yakın otelleri tercih etmenizi öneririz.

SİDE’YE NASIL GİDİLİR

Otobüsle Türkiye’nin çoğu yerinden sezonda Manavgat’a direkt ulaşım mevcut. Sezon dışında da neredeyse her gün otobüs seferi bulmanız mümkün. Manavgat Otogarı ile Side arası 5 kilometredir ve çok rahatlıkla 15 dakikada Side’ye ulaşabilirsiniz. Otobüsle Manavgat yolculuğu, İstanbul’dan 12 saat, İzmir’den 9 saat, Ankara’dan 7 saat 30 dakika sürüyor. Muğla Otogar’dan Bodrum’a 2 saat 15 dakikada gidebilirsiniz.

Uçakla gelmek isteyenler için Side’ye en yakın havaalanı, Antalya Uluslararası Havalimanı. Sezonda çok yoğun olduğunu hatırlatalım. Mümkün olduğunca erken rezervasyon yapmakta fayda var. İstanbul, Ankara, İzmir ve diğer büyükşehirlerden Antalya’ya neredeyse yılın her ayı rahatlıkla uçak seferleri bulabilirsiniz. Antalya Havalimanı’ndan Side’ye ulaşım için ise ilk olarak havalimanı-Side arası karşılıklı sefer gerçekleştiren ‘airport shuttle’ları tercih edebilişiniz. Bu otobüslerle yapacağınız yolculuk, yaklaşık 1 saat 30 dakika sürüyor. Bunun dışında araç kiralayabilirsiniz.

Eğer özel araç ile gelecekseniz, haritayı açıp rota çizmek ve keşfetmeye başlamak tamamen sizin elinizde.

2. Sonbaharda romantik tatil yapmak isteyenlere öneriler

Sonbahara yüklenen misyon ‘yaprak dökümü’ misali olsa da, sonbahar romantik tatil, balayı turu yapmak, aşk tazelemek için harika bir zaman.. İşte size sonbaharda gidilecek romantik tatil rotaları ve balayı yerleri..

2.1 KAPADOKYA

Fotoğraf Kaynak: Flickr / Arif Ünsal

Sonbahar tatilinde romantizmi iliklerinize kadar hissetmek istiyorsanız veya sonbaharda balayı yapmayı planlıyorsanız içinizi ısıtacak, romantizmden başınızı döndürecek yerlerin başında kesinlikle Kapadokya geliyor. Sonbahara özgü renkler, peri bacaları ile birleşince harika ambiyanslar oluşuyor. Kapadokya’da mutlaka yapmanız gereken aktivitelere gelirsek, sabah serinliğinde balonla tur atın, başka hiçbir yerde göremeyeceğiniz büyüleyici bir atmosfer sizi bekliyor. Aşıklar Tepesi’nden (Aydın Kırağı) gün doğumunu ve balonları izleyin. Burası Sunset Point olarak da adlandırılıyor. Göreme merkezine 3 kilometre uzaklıkta yer alan Kızıl Çukur Vadisi’nde yürüyüş yapın, güneşin batışını seyredin. Yeraltı şehirlerini keşfedin. Kapadokya bölgesinde toplam 36 adet yeraltı şehri bulunuyor. En meşhurları ve büyükleri Derinkuyu ve Kaymaklı. Mutlaka bu ikisine gidin.


Eski bir Rum mahallesi olan Sinasos ya da şimdiki adıyla Mustafapaşa’da güzel bir yemek yiyip, Kapadokya’ya özel tarihi taş evleri gezin. Asmalı Konak dizisinin çekildiği Old Greek House’unda aralarında bulunduğu birbirinden güzel tarihi taş evler sizi bekliyor. Ayrıca buraya kadar gelmişken, Aksaray’a bağlı Ihlara Vadisi’ne gidin yürüyün (trekking) yapın. Hatta yanınızda güzel bir piknik sepeti hazırlayıp götürmeyi unutmayın. Kapadokya’da yapılacak aktiviteler hakkında daha fazla bilgi almak için tıklayın. Yazımızdan da anlayacağınız üzere Kapadokya’da sizi romantizm dolu bir tatil bekliyor. Kapadokya tatili için en az 4 gün ayırmanızı öneririz.

2.2 MARDİN

Fotoğraf Kaynak: Flickr / Scott Newman

Mardin’i keşfe çıkmak için sonbahar mevsimi harika bir zaman. Çünkü hem yazın kavurucu sıcakları yok, hem de tam yaz bitti diye üzülmeye başladığımız eylül ekim aylarında sizi tekrar yaz sıcaklarıyla buluşturuyor. Tarihi şehrin dar ve yokuşlu ara sokaklarında gezmek, Deyrulzafaran Manastırı’nı görmek, Mardin Çarşısı’nın büyüleyici atmosferinde kaybolmak, Kasımiye Medresesi’nde güneşin batışını seyretmek için ise eylül en iyi ay. Ayrıca Mardin’in en güzel ve en görülmesi gereken yerlerinden biri de Midyat. Mutlaka bir gününüzü Midyat’a ayırmanızı öneririz. Mardin’den yaklaşık 1,5 saatlik bir yolculukla ulaşmanız mümkün. Midyat eski şehirde, Midyat Mağaraları, Mor Gabriel Manastırı, Midyat Konuk Evi, Gelüşke Hanı ve Elbeğendi Köyü’nü mutlaka ziyaret edin. Mardin’e gidenler, doğu mutfağının lezzetlerini de tadabilir. Yemekler arasında mahlep şarabı, kuzu budundan içine badem ve sarımsak doldurularak yapılan dobo ve ekşili erik yahnisini tatmalısınız. Mardin’e en az 3 gün ayırmanızı öneririz.

2.3 AYVALIK – CUNDA ADASI

Fotoğraf Kaynak: Flickr / Paul Hagon

Eylül ayı Cunda'nın en sakin zamanlarından biri... Temmuz ve ağustosun yoğunluğu yerini muhteşem bir dinginliğe bırakıyor... Bu sakinliği fırsata çevirip Cunda sokaklarında gezin. Ayvalık’ta mutlaka görmeniz gereken yerleri kısaca özetlersek, gün batımını izlemek için Şeytan Sofrası’na gidin. Ayvalık evlerini görmeye gidin, sokaklarında zamana yolculuk yapın. Taksiyarhis Kilisesi ve Saatli Camii’ne gidin. Cunda’da Rahmi Koç Müzesi’ni ziyaret edin. Aşıklar Tepesi’ne çıkın. Yeniçarohori (Küçükköy) Sanat Köyü’nü ziyaret edin. Tekne turlarına katılın. Ayvalık ve Cunda (Alibey) Adası’nın birbirinden güzel koylarına yolculuk yapın. Detaylı bilgi için ‘Ayvalık Tekne Turu’ yazımıza bir göz atın. Ayvalık’a kadar gelmişken hemen karşısında yer alan Midilli Adası’na da gidebilirsiniz. Pasaport ve Schengen vizeniz varsa tek yapmanız gereken feribot biletinizi almak. Vizeniz yoksa kapı vizesine başvurabilirsiniz. Ahtapot salatası, deniz börülcesi, kabak çiçeği dolması ve favam Cunda'da tadına bakmanız gereken lezzetler arasında. Ada çayı içmeyi, lokma tatlısı yemeyi ve bol bol fotoğraf çekmeyi unutmayın. Ayvalık-Cunda tatili için en az 3 gün ayırmanızı öneririz.

3. Sonbaharda yaylaya çıkmak isteyenlere öneriler

Sonbaharda doğa yeşilden altın sarısına, portakal turuncusuna, ateş kırmızısına yavaş yavaş dönmeye başlarken bu değişimi hissedebileceğiniz yerlerin başında Karadeniz yaylaları geliyor. Kendi arabanızla, otobüsle veya uçakla Karadeniz turu yapabilir ya da bir yaylaya gidip zamanı durdurabilirsiniz. Karar sizin. İşte sonbaharda mutlaka gidilecek yaylalar..

3.1 AYDER YAYLASI - ÇAMLIHEMŞİN

Fotoğraf Kaynak: Flickr / coene

Sonbahar’da Karadeniz’in tadını çıkarabileceğiniz yerlerin başında Ayder Yaylası geliyor. Rize’nin Çamlıhemşin ilçesinin 19 kilometre güneydoğusunda kalan Ayder Yaylası, deniz seviyesinden 1350 metre yüksekte kalıyor. Sırtını Kaçkar Dağları’na dayayan Ayder Yaylası, ladin ve kayın ormanlarıyla kaplı örtüsüyle harika doğal güzelliklere sahip. Eylül ayında oksijen solumak ve kurak bir yazın ardından suya yakın olmak istiyorsanız aradığınız yer kesinlikle Ayder Yaylası. Sonbaharda sarı ve yeşilin bin bir çeşit tonuyla benzersiz bir görüntüye kavuşan ormanların içinde yürümek, trekking yapmak, Ayder Yaylası’nda dolaşmak için çok iyi bir zaman. Bölgede kalınabilecek küçük ve güzel pansiyonlar var. Ayder Yaylası, romatizmaya iyi gelen sıcak su kaplıcalarıyla da ünlü. Ayder Yaylası’nı çevreleyen orman, tüm dünyada Bal Ormanları olarak biliniyor. Ayder Yaylası’nda gezilecek yerlere gelirsek, tabi ki önce Ayder Yaylası’nı keşfedin. Yaylanın hemen karşısında yer alan Gelin Tülü Şelalesi’ni seyredin, suyun sesini dinleyin. Çamlıhemşin’e gidin, Çamlıhemşin evlerini yakından inceleyin. 1696 yılında Fırtına Deresi üzerine inşa edilmiş olan Şenyuva (Çinçiva) Köprüsü, Goboş Köprüsü ve Mikron Köprüsü’nü ziyaret edin. Zil Kale’ye gidin. Çamlıhemşin’in 2000 metre yükseğinde adeta bulutların üzerinde yer alan Pokut Yaylası’na gidin. Kaçkar Dağları Milli Parkı içinde yer alan Palovit Şelalesi’ne gidin. Ayder’de yapılacak etkinlikleri sıralarsak, rafting, trekking, zipline yapmadan dönmeyin.

3.2 HALDİZEN YAYLASI - UZUNGÖL

Fotoğraf Kaynak: Flickr / Sabahattin Kayış

Trabzon’un Çaykara İlçesi sınırları içinde yer alan Haldizen Yaylası, Demirkapı Yaylası olarak da biliniyor. 1900 rakımlı yayla, Haldizen Dağları’nın eteklerinde yer alıyor. Etrafı dağ gölleriyle dolu. Ulaşımı da oldukça kolay. Eşsiz bir manzara sunan Uzungöl, buraya sadece 20 kilometre mesafede. Yaylada konaklamak için tesis bulunmuyor. Konaklama için Uzungöl’ü tercih edeceğiniz için Uzungöl ve Haldizen Yaylası’nı bir arada planlamak daha doğru. Karadeniz’in önemli turizm merkezlerinden biri olan Uzungöl, sonbaharda ziyaretçilerine müthiş doğal güzellikler sunuyor. Büyüleyici göl manzarasıyla öne çıkan beldede, göl kenarında yürüyüş yapabilir, jeep safari turlarına katılabilirsiniz. Bu bölgede Trabzon Kalesi, Şekersu Yaylası, Sultan Murat Yaylası, Peristera Manastırı, Kaymaklı Manastırı, Sümela Manastırı’nı ziyaret edebilirsiniz.

3.3 MACAHEL – BORÇKA

Fotoğraf Kaynak: Flickr / Tolga Gonulluleroglu

Artvin’in Borçka ilçesine bağlı doğa harikası Macahel, mutlaka görülmesi gereken sonbahar rotalarından biri. ‘Maca’ Gürcü’ce bilek, ‘hel’ de el demektir. Bölgedeki Camili Köyü, merkez köy yani ‘bilek’tir. Diğer 5 köy, Efeler, Kayalar, Uğur, Maral ve Düzenli ise elin parmaklarıdır. Türkiye sınırlarını aşıp Gürcistan’a kadar uzanan Macahel Bölgesi’nde Maral Şelalesi’ni, bir ressamın ustalık dönemi eseri gibi doğanın tüm zarafetine sahip Karagöl’ü ziyaret edin. Bölgedeki Gorgit Yaylası ve Adagül Yaylası’na da gidin. Borçka otellerini incelemek ve bilgi almak için tıklayın.

4. Sonbaharda dağ havası almak isteyenlere tatil önerileri

Sonbahar tatilinde dağ, tepe, bayır gezmek, bol bol doğa yürüyüşü trekking yapmak, kamp atmak isteyenler için işte Türkiye’nin en güzel dağları..

4.1 KAZDAĞLARI

Fotoğraf Kaynak: Flickr / kwrckbiolog

Alpler’den sonra dünyada en bol oksijene sahip olan Türkiye’nin oksijen deposu Kazdağları, sonbaharda doğanın içinde kaybolmak isteyenler için farklı rotalar sunuyor. Çam kokuları içinde sonbaharın tadını çıkarırken, doğa yürüyüşleri yaparak şehrin tüm stresinden uzaklaşabilirsiniz. Çanakkale ve Balıkesir sınırları içinde uzanan Kazdağları’nda farklı tatil rotaları yaratmanız mümkün.

4.2 KAÇKARLAR

Fotoğraf Kaynak: Flickr / bayram kus

Türkiye’nin en yüksek dördüncü dağı olan Kaçkarlar, Karadeniz kıyılarından itibaren yükselmeye başlıyor. Artvin-Yusufeli ve Rize-Çamlıhemşin’den ulaşabileceğiniz Kaçkarlar, görkemli zirveleri, gölleri, şelalelir ve zengin bitki örtüsü ile sonbaharda eşsiz bir doğa manzarası sunuyor. Sislerin ardında kalan dağlarda adeta ruhunuz yenilenecek. Kaçkar Dağları, keşfetmek için sizi bekliyor.

4.3 KÜRE DAĞLARI

Fotoğraf Kaynak: Flickr / kerem ocak

Bartın ve Kastamonu il sınırları içerisinde yer alan Küre Dağları, sonbaharda dağ havası almak isteyenler için önereceğimiz bir diğer yer. Milli Park olan Küre Dağları’nda, Ilgarini Mağarası, Horma Kanyonu, Ilıca Şelalesi, Valla Kanyonu’na trekking yaparak sonbaharın tadını çıkarabilirsiniz.

5. Sonbaharda sakin bir tatil isteyenlere öneriler

Büyükşehirlerdeki yoğun trafik, kalabalık, iş stresi sebebiyle son zamanlarda en çok hayal edilen şey ‘sakin’ bir hayat.. Türkiye’deki sakin şehirler (cittaslow) listesi yazımızda hayatı yavaşlatabileceğimiz tüm beldelerimiz hakkında detaylı bilgi bulabilirsiniz. Ama siz sonbaharda sakin bir tatil istiyorsanız, işte size önerilerimiz..

Fotoğraf Kaynak: Flickr / Oskay Batur

5.1 VİZE – KIRKLARELİ

İstanbul’a yaklaşık 140 kilometre uzaklıkta yer alan sakin şehir Vize, sahili, ormanı, deresi, şelaleleri ve mağaralarıyla tam bir doğa harikası. Özellikle Kıyıköy, sonbaharda ziyaret edilmesi gereken yerlerden. Detaylı bilgi için Sakin Şehir Vize hakkındaki yazımızı okuyabilirsiniz.

5.2 TARAKLI – SAKARYA

Sakarya’ya bağlı yavaş şehir Taraklı, Osmanlı mimarisini yansıtan beyaz evleri ve konaklarıyla sonbaharda yavaş, sakin bir tatil rotası arayanlar için gidilmesi gereken yerlerden. Taraklı’dan Karagöl Yaylası, Hark Kanyonu, Güngörmez Şelalesi’ni görmeden, keşkek ve köpük helvası yemeden dönmeyin. Detaylı bilgi için Sakin Şehir Taraklı yazımızı okuyabilirsiniz.

5.3 YALVAÇ – ISPARTA

Isparta’nın kuzey doğusunda yer alan yavaş şehir Yalvaç, hem M.Ö. 6000’li yıllara dayanan medeniyet tarihi, hem de doğal güzellikleriyle sonbahar aylarında ziyaret edilmesi gereken yerlerden biri. Detaylı bilgi için Sakin Şehir Yalvaç yazımızı okuyabilirsiniz.

6. Sonbaharda bağ bozumu turu yapmak isteyenlere öneriler

Sonbaharın habercisi Eylül ayının gelmesiyle, en derinlerimizde bir şeylerin değiştiğini hissederiz. Aynı doğanın hissettiği gibi.. Asırlardır devam eden bağ bozumları da, Eylül ayının düğün halayı gibidir adeta. Üzümlerin olgunlaşmasıyla, Türkiye’nin pek çok köşesinde festivaller başlar. İşte Türkiye’de sonbaharda mutlaka gitmeniz gereken bağ bozumu turları..

Sonbahar'da yapılacak en güzel etkinliklerden biri de bağ bozumu festivallerine katılmak.

6.1 BOZCAADA - ÇANAKKALE

Bağ bozumu rotası deyince şüphesiz ilk akla gelen yer Bozcaada. Bunda adanın meşhur bağlarının yanı sıra Bozcaada Bağ Bozumu Festivali’nin etkisi de çok büyük. Festival kapsamında Türkiye’nin dört bir yanından insanlar Eylül ayında Bozcaada’ya geliyor. Siz de keyif dolu bir yolculuğa çıkmak istiyorsanız, Bozcaada’ya gelin.

6.2 URLA - İZMİR

İzmir’in en güzel beldelerinden biri olan Urla, üzüm bağlarıyla ünlü bir yer. Her yıl düzenlenen Urla Bağ Bozumu Festivali’ni gidilecek etkinlikler listenize mutlaka ekleyin.

6.3 MÜREFTE - TEKİRDAĞ

Tekirdağ’ın Şarköy ilçesine bağlı Mürefte’nin adını mutlaka duymuşsunuzdur. Mürefte bağ bozumu dönemlerinde çok hareketli oluyor. Bölgeye düzenlenen bağ bozumu turlarına katılıp, üzümlerin yolculuğuna şahit olabilirsiniz.

7. Sonbaharda gastronomi turu yapmak isteyenlere tatil önerileri

Gurme turları ile hem gezinin hem yemeklerin tadını çıkararak, birbirinden nefis yemeklerin ve tatlıların keyfine varabilirsiniz. İşte sonbaharda gidilmesi gereken gastronomi rotaları..

7.1 GAZİANTEP

Gaziantep, sadece Türkiye değil, dünya gurmelerinin bile mutlaka ziyaret etmesi gereken yerlerden biri. Asırlardır süre gelen yemek kültürü, büyük bir titizlikle sürdürülüyor. Gaziantep deyince akla ilk baklava gelse de, baharat, salça, sos ve özel karışımlardan oluşan birçok lezzet sizi bekliyor. Özellikle sonbahar ayları gastronomi turları için çok uygun. Gaziantep lezzetlerini denemek için bir gurme turuna dahil olabilir ya da kendiniz yemekleri keşfedebilirsiniz. Gaziantep’te sokak arası lezzetleri keşfetmeyi unutmayın. Gaziantep otellerini incelemek ve bilgi almak için tıklayın.

7.2 ADANA

Yaz sıcaklarında Adana adeta yanıyor. Sonbahar ayları Adana’yı gezmek için büyük bir fırsat. Zengin bir mutfağa sahip Adana, sonbaharda gastronomi turu yapmak için ideal yerlerden. Adana deyince akla ilk kebap gelse de şırdan, kesme/hamur çorbası, yüzük çorbası, düğün çorbası, süllüm, mercimekli ıspanak başı, ekşili topalak, kabak çintmesi, sakatat dolması, taş kadayıfı, halka tatlısı Adan mutfağına özgü yemeklerden sadece birkaçı. Adana’ya birçok gastronomi turu yapılıyor. Adana otellerini incelemek ve bilgi almak için tıklayın.

7.3 HATAY

Asırlardır birbirinden etkilenen kültürlerin bir yansıması olan hoşgörü şehri Antakya (Hatay), boşuna medeniyetler sofrası olarak anılmıyor. Sonbahar ayları Hatay’a gurme turu, lezzet yolculuğu yapmak için çok ideal. Oruk, öcce, beyaz kabak boranisi, cevizli biber (muhammara), bakla ezmesi, ekşili börülce, humus, peynirli künefe ve taş kadayıf damağınızda unutulmaz tatlar bırakmak için sizi bekliyor. Hatay (Antakya) otellerini incelemek ve bilgi almak için tıklayın.

8. Sonbaharda köy turu yapmak isteyenlere öneriler

Sonbahar tatilinde şehir hayatının yoğunluğu ve gürültüsünden kaçıp dilediğinizce kafa dinleyebileceğiniz bir köyde geçirmeye ne dersiniz? İşte eylül ekim aylarında gitmeniz gereken köyleri sizin için derledik.

8.1 BİRGİ – İZMİR

İzmir’in Ödemiş ilçesine bağlı Birgi, asırlık tarihi konakları, kültürel birikimi ve mutlaka görülmesi gereken tarihi yapıları ile sonbaharda ziyaret edebileceğiniz köylerden biri.

8.2 ADATEPE – ÇANAKKALE

Kazdağları’nın saklı kalmış köylerinden biri olan Adatepe, sonbaharda içinizin huzurla dolacağı rotalardan. Adatepe’de Zeus Altarı’na çıkıp Edremit Körfezi’ni izlemeyi ve fotoğraf çekmeyi unutmayın.

8.3 GÖLYAZI - BURSA

Küçük bir yarımadaya kurulan Gölyazı, özellikle fotoğraf tutkunlarının uğrak yerlerinden. Köy meydanındaki 450 yıllık çınar ve Roma döneminden kalma evleri mutlaka görmelisiniz. Özellikle sonbaharda Gölyazı’nın bir başka güzel olduğunu belirtelim.

9. Sonbaharda kamp yapmak isteyenlere tatil önerileri

Sonbahar, kamp yapmak için en iyi mevsimdir diyebiliriz. Hazır yaz sıcakları yerini bahar esintisine bırakmışken, doğa yeşilden altın sarısı, kırmızı, turuncu renklerine dönüşümünü başlatmışken çadırınızı kurmak için beklemeyin. Hemen harekete geçin. İşte sonbaharda kamp yapılacak alanlar..

Fotoğraf Kaynak: Flickr / Uygar Turcan

9.1 YENİCE ORMANLARI – KARABÜK

Karabük’teki Yenice Ormanları, ekosistem bakımından o kadar yoğun ve kıymetli ki Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) tarafından korunması gereken 100 kırmızı noktadan birisi olarak ilan edildi. Özellikle kamp alanı, milli park gibi organize kamp alanlarını tercih etmeyenlerdenseniz, Yenice Ormanları kamp yapmak için en ideal noktalardan biri. Eğrioya Göleti, Sorgun Yaylası, Kent Ormanı, Şekermeşe, Darıyazısı gibi yerlere çadırınızı kurabilir, 396 kilometrelik yürüyüş parkurlarında keşfe çıkabilirsiniz.

9.2 YEDİGÖLLER – BOLU

Sonbaharın en popüler rotalarından biri kesinlikle Yedigöller. Sonbaharın bütün renklerini bir arada bize sunan Yedigöller’de adeta büyülenip, bir daha şehre dönmeme kararı alabilirsiniz. Ancak bir kez daha belirtelim, sessiz sakin bir yer arıyorsanız rotanızı ona göre ayarlamanızı tavsiye ederiz.

9.3 BORABAY GÖLÜ - AMASYA

Amasya’daki Borabay Gölü, huzurlu bir sonbahar kampı yapmak isteyenler için ideal yerlerden. Tabiat harikası Borabay Gölü etrafında doğa yürüyüşleri yapabilir, kayık ile gölün keyfini sürebilirsiniz. Sabah uyandığınızda sizi harika bir manzara karşılayacağını unutmayın.

SONUÇ

‘Yaz Tatili Yapamamışlara Sonbahar Tatili Önerileri’ yazımız planladığımızdan biraz uzun oldu. Aslında sonbaharda denize girmek, güneşlenmek isteyenler için bir yazı olacaktı. Ancak onu da ekleyelim, bunu da ekleyelim derken 9 ana başlık altında 27 sonbahar rotasını yazmış olduk. Umarım sonbahar tatili yapacak kadar şanslı kişilerdensinizdir ve bu yazımız size sonbahar rotası oluşturmakta faydalı olur. İyi tatiller..

Sonbahar birçok insan için okul telaşı, kış hazırlığı demek olsa da birçok kişi için de tatil demek. Hem de öyle yaz tatiline benzemeyen, bambaşka bir enerjisi, atmosferi, huzuru olan bir tatil. Herkes mesaisini yaparken, şezlongda kokteyl içerken çekilmiş bir fotoğrafı ‘pazartesi sendromu :))’ diye paylaşıp, herkesi çatlatmaktır sonbahar tatili.. Birçok kişi tarafından sonbahar tatili garipsense de, sonbaharda tatile çıkmak için çok fazla geçerli sebep var. Bunların en başında şüphesiz sessiz, sakin, huzurlu bir tatil dönemi olması geliyor. Ayrıca yaz aylarının kavurucu sıcaklarını sevmiyorsanız, sonbahar sıcaktan bunalmadan, yapış yapış olmadan gezilebilecek en güzel mevsim. İşte

sonbaharda tatile çıkmak için 11 neden…

1. KALABALIK OFİSLERDE İZİN ALMASI EN KOLAY MEVSİM

Eğer kalabalık bir ofiste çalışıyorsanız, hele bir de işyerindeki kıdeminiz düşük ise temmuz, ağustos aylarına yıllık izin ayarlamaya çalışırken büyük tartışmalar içine girip, gizli gizli kulisler yapıp, stres olabilirsiniz. Hele bir de eşiniz de başka bir işyerinde çalışıyorsa, tam gönlünüze göre izin tarihini koparmışken bir anda ondan gelecek olumsuz haberle bir anda yıkılabilirsiniz. Sonbahar tatilcileri ise tam o yıllık izin tartışmalarının hat safhada olduğu sırada, ‘Arkadaşlar ben Eylül ayında izin kullanabilirim’ diyerek bir taşla iki kuş vururlar. Hem ofisteki herkesin gönlünü kazanır, hem de 2 hafta bile izin isteseniz size kimse itiraz etmez. (Bu yöntem bir zamanlar beyaz yakalı olduğumuzda defalarca test edilmiştir:))

Sonbahar tatili, telaşsız, sakin, sessiz ve huzurludur.

2. SESSİZ, SAKİN, HUZURLU BİR TATİL 

Çoğu kişi tatil için yaz aylarını tercih ettiği için artık hakim olan iklim huzurdur. Yazın beachlerden yükselen ‘cıstıs cıstıs’ müzikler de yerini daha slow şarkılara bırakmıştır. Hem işletmeciler, hem de tatilciler için kafa dinleme zamanıdır sonbahar. Ayrıca şezlong bulabilecek miyiz diye gereksiz telaşlara yer yoktur. Üstelik kalabalık olmadığı için özgürce hareket edebilmektir sonbahar tatili.. Kısacası sonbahar, telaşsız, sakin, sessiz, huzurlu bir mevsimdir.

3. BUNALTICI SICAKLAR YOK

Yaz tatili güzel ama bazen aşırı sıcaklar ve nem bunaltıcı olabiliyor. Özellikle gezmek, yeni rotalar keşfetmek istiyorsanız sonbahar en ideal mevsim. Sonbaharda nem oranı düşüyor, güneş de artık kavurmuyor, hafif esintili ılıman bir hava sizi bekliyor. Hava yapış yapış değil ama hala bronzlaşmak da mümkün. Akşamları ince bir hırka içinizi ısıtmaya yetiyor. Kısacası özellikle güney sahillerinde eylül ekim aylarında ne üşüyor ne de terliyorsunuz.

4. ETRAFTA KOŞTURUP DURAN, AĞLAYAN, ÇIĞLIKLAR ATAN ÇOCUKLAR YOK

Bu maddemiz çocuksuz kesimi ilgilendiriyor. Çocuklu aileler alınmasın. Çocuklarımızın başımızın üstünde yeri var. Hayat onlarla bir başka güzel. Ama tatilde çocukları zaptetmek de kolay değil. Etrafta sürekli koştururken hem ailelerine hem de çevredekilere rahat vermeyebiliyorlar. Çok yoğun çalışıp, tatilde kafa dinlemek isteyenler için bir fırsattır sonbahar. Kitabınızı şezlongda güneşlenirken çok rahat bir şekilde okuyabilirsiniz.

5. OTELLERİN FİYATLARI DÜŞÜYOR

Gelelim ekonomik avantajlara. Eylül ayında okulların açılmasıyla beraber özellikle güney beldelerimizde fiyatlar neredeyse yarı yarıya düşüyor. Yaz aylarında ekonomik sebeplerle erteleyenler, bütçesine uygun tatil seçenekleri bulabiliyor. Ya da aynı paraya yazın standart/ekonomik odada konaklayabilinirken, sonbaharda aynı paraya junior süit odalarda kalmanız mümkün. Bu tarz imkanlarla tatilinizde konforunuzu artırabilirsiniz.

6. UÇAK VE OTOBÜS BİLETİ FİYATLARI DÜŞÜYOR

Tatilde ulaşım giderleri için de büyük bütçeler ayırmak gerekiyor. Özellikle Antalya ve Muğla gibi bölgelere okulların açılmasıyla beraber ucuz uçak bileti kampanyaları düzenleniyor. Yazın tek yön için ödeyeceğiniz bilet ücretiyle, sonbaharda gidiş-dönüş bilet almanız mümkün. Otobüs firmalarında da güzel indirimler oluyor. Böylece hem otel hem de ulaşım maliyetlerini düşürmüş oluyoruz.

7. HERKES İŞE, SİZ TATİLE

Sonbahar tatilinin en güzel yanı kesinlikle herkes tatil sezonunu kapatmışken, sizin hala tatilde olmanız. Hele bir de tatil için güneye gitmişseniz, şöyle atın kendinizi bir şezlonga, kendinize güzel bir kokteyl söyleyen, kulaklığınızı takın, kitabınızı açın ve birinin fotoğrafını çekmesini rica edin. Hele bir de günlerden pazartesi ise, sosyal medyada paylaşacağınız o fotoğraf, çalışan arkadaşlarınızı çatlatacaktır. Küçük bir iç çekeceklerine şüpheniz olmasın:)) Ayrıca herkesin ten rengi açılmaya başlamışken siz bronz teniniz ile göz kamaştırırsınız.

Sonbahar aylarında plaja gittiğinizde bütün şezlonglar sizin.

8. ŞEZLONG KAPMA TELAŞI YOK

Yazın deniz keyfini ne kaçırır derseniz, kesinlikle plaja gidip şezlong bulamamaktır. Her şey dahil büyük bir oteldeyseniz sabah 6’da plaja şezlong kapmaya giden çok insan görürsünüz. Tatildeki en büyük stres kaynağı, şezlong bulabilir miyim sorunsalıdır. Ama Eylül ayında tatil için güney sahillerine gittiyseniz, bu konu artık sizin probleminiz değildir. Çünkü bütün şezlonglar sizin..

9. RESTORANLARA REZERVASYONSUZ GİDEBİLİRSİNİZ

Tatilin tadını kaçıracak bir başka neden, akşam yemeği için restoranlar da yer bulamamaktır. Bunu her şey dahil otellerde uzun yemek sıralarında beklemeyi de ekleyebilirsiniz. Yemek kalmaz telaşıyla yemek saatinden yarım saat önce sıraya girenler görmek mümkün. Ama sonbahar aylarında öyle mi.. Neredeyse en ünlü restoranlarda bile rezervasyonsuz yer bulmanız mümkün. Her şey dahil otellerde ise tüm masalar sizin. Afiyetler olsun..

10. TARİHİ YERLERİ DAHA RAHAT GEZEBİLİRSİNİZ

Yazın antik kent, müze gezmek, kültürel zenginlikleri keşfetmek kavurucu sıcaklar ve aşırı nem sebebiyle çoğu zaman ertelenmek zorunda kalınıyor. Ayrıca bu lokasyonlar popüler olduğu için gitsenizde kalabalığın arasında sıkışıp kalıyor, detaylı bir gezi yapamıyorsunuz. Sonbahar ise tarihi ve kültürel zenginlikleri keşfetmek için ideal. Hem hava yürüyüş yapmak için ideal, hem de sakin sakin sıra beklemeden tarihi ve kültürel yerleri keşfedebiliyorsunuz.

Sonbaharda altın sarısı, turuncu ve ateş kırmızısı tonlarında harika fotoğraflar çekebilirsiniz.

11. HARİKA FOTOĞRAFLAR ÇEKEBİLİRSİNİZ

Sonbaharda altın sarısı, portakal turuncusu, ateş kırmızısı renkleri doğaya yavaş yavaş hakim olmaya başlıyor. Ayrıca hava sıcaklığı ve nem oranı da makul seviyelerde olduğu için yazın çekilen fotoğraflarda oluşan kontrastlık, yerini daha yumuşak geçişlere bırakıyor, dolayısıyla sonbaharda ambiyans bir başka oluyor. Harika fotoğraflar çekmek için tüm koşullar uygun. Size sadece fotoğraf çekmek kalıyor. Gönül rahatlığıyla sosyal medya paylaşımlarınıza #nofilter etiketi ekleyebilirsiniz. 

SONUÇ

Bazen rutini bozmak ya da gruptan farklı hareket etmek iyidir. Herkes yaz tatiline çıkarken ve artık bir dahaki yazın hayallerini kurmaya başlamışken, siz sonbahar da tatil yapıyor olabilirsiniz. Hele bir kez sonbahar tatilinin ne kadar keyifli olduğunu görün, emin olun her yıl sonbaharı iple çekeceksiniz. Kısacası, tatilin kötüsü yoktur, sonbahar tatili ise candır.

Hepimiz büyük şehirlerin stresinden, trafiğinden, koşuşturmacasından sıkıldık. Dost sohbetlerinde son zamanlarda en çok hayal edilen şey, 'sakin' bir hayat.. Sevdiklerimize ve kendimize zaman ayırabilmek. Take-away bir kahve içmek yerine, dostlarımızla masada oturup kahvelerimizi yudumlamak, zamanı yavaşlatmak. Eminiz birçoğumuzun bu söylem sadece dilinde kalacak ama ülkemizde ve dünyada bu sakinliği markalaştırmış kasabalar da yok değil. Her şey 1980'li yıllarda İtalya'da başlıyor. Fast food restoranların yaygınlaşmasına karşı çıkan bir grup, 'slow food' (yavaş yemek) hareketine hayat veriyor. Bu yavaşlatma hareketi, çığ gibi büyüyor ve 1999 yılında sakin şehirler (cittaslow) ortaya çıkıyor. Günümüzde 30 ülkede 252 üyeye yayılan cittaslow hareketi, ülkemizde de hızla büyüyor. Peki sakin şehir nedir? Türkiye'de cittaslow hareketine dahil olan ilk sakin şehir hangisidir? Son sakin şehir hangisidir? Tüm merak ettiklerinizi tek bir listede topladık. İşte Türkiye'nin en sakin şehirleri.. (Fotoğraf Kaynak: Flickr / ercboran)

İŞTE TÜRKİYE'NİN SAKİN ŞEHİRLERİ (CITTASLOW) LİSTESİ

CITTASLOW HAREKETİ NASIL BAŞLADI?
Kısaca tarihçesine bakacak olursak Cittaslow hareketi İtalya'da Toscana'da yer alan zamanın adeta durduğu şirin bir kasaba olan Greve İn Chianti'nin Belediye Başkanı Paolo Saturnini'nin ortaya attığı felsefe ve oluşturduğu vizyon doğrultusunda kimlik kazanıyor. Paolo Saturnini, yaşam kalitesini yükseltmek amacıyla kentlerin kendilerini yeniden değerlendirmelerini ve farklı bir kalkınma modeli ortaya koymaları fikrini İtalya'da ulusal boyuta taşımıştır. Onun bu düşüncesi, Bra Belediye Başkanı Francesco Guida, Orvieto Belediye Başkanı Stefano Cimicchi ve Positano Belediye Başkanı Domenico Marrone ile Slow Food Başkanı Carlo Petrini tarafından benimsenmiş ve cittaslow hareketi çığ gibi büyümüştür.

CITTASLOW (YAVAŞ ŞEHİR) NE DEMEK?
Cittaslow, İtalyanca citta (şehir) ve İngilizce slow (yavaş) kelimelerinden oluşuyor. Türkçe'ye de 'yavaş şehir', 'sakin şehir' olarak geçti. Cittaslow felsefesini tüm detayları ile buradan okuyabilirsiniz. Ama kısaca özetlemek gerekirse, içinde kaybolduğumuz büyük şehirler, insanların sadece tüketim için yaşadıkları sahnelere dönüşmüştür. Popüler kültürün de baskısıyla oturup yarım saat kahve içmeye vakti olmayan bizlere, take-away, fast food kültürü dayatılmıştır. Hızlı yemek yemek, daha hızlı alışveriş yapmak, daha hızlı ulaşmak büyükşehirlerin temelini oluşturmuştur. Bu dayatmadan, hızlı yaşamdan sıkılıp keşfe çıkan modern zaman insanlarının sayısının artmasıyla paralel, işte tam da burada Cittaslow akımı ortaya çıkıyor. Cittaslow nedir sorusunun yanıtını 'yavaşlık ile anımsamanın, hız ile unutmanın gizli ilişkisine' bağlayan Milan Kundera'nın şu sözleri çok iyi açıklıyor.

Yavaşlığın düzeyi anının yoğunluğuyla doğru orantılıdır; hızın düzeyi unutmanın yoğunluğuyla doğru orantılıdır. Yavaşlık ile anımsama, hız ile unutma arasında gizli bir ilişki vardır. Bir şey anımsamak isteyen kimse yürüyüşünü yavaşlatır. Buna karşılık, az önce yaşadığı kötü bir olayı unutmaya çalışan insan elinde olmadan yürüyüşünü hızlandırır. -Milan Kundera

SALYANGOZ LOGOSU NEDİR?

Cittaslow Logosu

Gelelim Türkiye'de Cittaslow hareketinin nasıl başladığına.. Burada Seferihisar Belediye eski Başkanı Tunç Soyer'in (şimdi İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı) büyük çabaları olduğu göz ardı edilemez. 2010 yılında hem Seferihisar'ı Cittaslow Birliğini'ne dahil etmiş salyangoz logosunu kullanmaya hak kazanmış, hem de ülkemizdeki diğer kasabaların önünü açmıştır. Kendisi ayrıca Cittaslow Uluslararası Başkan Yardımcısı ve Cittaslow Türkiye Koordinatörüdür. Şu an ülkemizde cittaslow kent sayısı 17'ye ulaşmış durumda. Bu sayının her geçen yıl daha da artacağını umarak gelelim ülkemizdeki sakin şehirleri tanımaya.. Kafanızı dinleyip, şehir stresinden uzaklaşıp, yöresel yemekler yiyebileceğiniz bir yerlere gitmek istiyorsanız, işte Türkiye'nin sakin şehirleri listesi burada..

1. CITTASLOW SEFERİHİSAR - İZMİR

Fotoğraf Kaynak: Flickr / mandalinasenligi

Türkiye'nin ilk cittaslow şehri Seferihisar Ege'nin incisi İzmir'in güneyinde yer alıyor. Etrüsklüler veya İyonyalılar tarafından kurulduğu düşünülen Seferihisar'ın tarihi 3 bin yıl öncesine kadar gitmektedir. Evliye Çelebi'nin zeytin ve üzüm beldesi diye tanımladığı Seferihisar, günümüzde mandalina bahçeleri, enginar ve lavanta tarlalarıyla da dikkat çekiyor. Teos Antik Kenti, Sığacık Kalesi, Sığacık Pazarı, Gödence Köyü, lavanta tarlaları mutlaka gezilmesi gereken yerleri olarak özetleyebiliriz. Seferihisar ayrıca Sığacık Büyük Akkum Koyu, Ürkmez Akvaryum Koyu, Akarca Halk Plajı ve Ekmeksiz Plajı gibi mavi bayraklı plajlara sahip. Gelelim mutfağına. Seferihisar'da ne yenir? Seferihisar'da oklavadan sıyırma, tatlı tarhana, yuvalaça, ekmek dolması, mandalina tatlısı, enginar dolması, samsades tatlısı, nohutlu mantı, geleneksel armolanın tadına bakmadan dönmemenizi tavsiye ederiz. Seferihisar'a en az 1 gün ayırmanızı öneririz. İzmir ve çevresinde yaşayanlar için Seferihisar her hafta sonu yeni bir keşif imkanı sunabilir.

2. CITTASLOW AKYAKA - MUĞLA

Sakartepe Seyir Terası'ndan Akyaka ve Gökova Körfezi

Akyaka, Muğla'nın mavi yeşil güzelliklerinden sadece biri. 2010 yılında cittaslow şehirleri arasına katılmasıyla namına nam kattı diyebiliriz. Akyaka'ya Muğla yönünden geliyorsanız, 671 metre yüksekliğindeki Sakar Geçidi'nden inerken cenneti görmeye hazır olun. Bir yanda yeşilin tonlarıyla Gökova Ovası, diğer yanda mavinin tüm tonlarına ev sahipliği yapan Gökova Körfezi. Sakar geçidi, her zaman tedirgin edici olsa da manzara büyüleyici. Halikarnas Balıkçısı'nın şu sözleriyle manzaranın güzelliğini özetleyebiliriz:

Roma'yı gör de öl derler, Gökova'yı gör de yaşa. -Halikarnas Balıkçısı

Sakartepe'den aşağı iner inmez buz gibi sularıyla Azmak nehri etrafına sıralanmış begonvillerle sarmalanmış geleneksel ahşap, iki katlı, çevreye saygılı Akyaka evleri sizi karşılıyor. Akyaka'nın tarihi, M.Ö. Karia uygarlığına ait İdima kentine dek uzanıyor. Kısaca Akyaka'da gezilecek yerleri özetleyecek olursak, Azmak Nehri'nin soğuk sularına girin, Nail Çakırhan Evi'ni ziyaret edin, Amazon'da kano ile gezin, Sedir Adası'nın (Kleopatra Plajı) altın sarısı kumlarında denize girin ve kumsalda yürüyün, Sakartepe Seyir Terası'ndan gün batımını seyredin, Idyma Antik Kenti'ni ziyaret edin, Akyaka plajı, Çınar plajı, Akbük, Küfre, Değirmenbükü ve Boncuk koylarında denize girin. Akyaka'da su sporlarının da çok aktif olduğunu belirtelim. Kitesurf yapabilirsiniz. Ayrıca Gökova Körfezi'nde tekne turu yapıp, Akçapınar Tostçusu'na da uğramayı unutmayın. Akyaka'ya en az 2 gün ayırmanızı öneririz.

>> Muğla bölgesindeki geziler ve aktiviteler için tıklayın.

3. CITTASLOW GÖKÇEADA - ÇANAKKALE

Gökçeada - Laz Koyu

Türkiye'nin en büyük adası olan ve en batı noktasında yer alan Gökçeada, 2011 yılı Haziran ayında Cittaslow unvanını alarak dünyanın ilk ve tek sakin adası olmuştur. 5 gölet, 1 Tuz gölü ve bir de şelaleye sahip olan Gökçeada, su zenginliği bakımından Ege'nin birinci, dünyanın dördüncü adasıdır. Gökçeada'da hayat adeta 80-90'larda durmuş diyebiliriz. Son yıllarda Rum ve Türk kültürünün ahenkle yorumlandığı köyleri, doğal yaşamı, organik tarım ürünleri ile ön plana çıkan Gökçeada- Türkiye'nin ilk Sualtı Milli Parkı'na sahip olmakla beraber Ege denizinde rüzgar sörfü sporu için en ideal yerlerden biridir. Adada Gizli Liman, Aydıncık Koyu, Güzelcekoy, Kapıkaya, Yıldızkoy, Mavi Koy, Laz Koyu ve Yuvalı gibi birbirinden güzel koy ve plajlarda denize girebilirsiniz.

Ayrıca Türkiye'nin en batısında yer alan Gizli Liman'da gün batımını izleyip, Yenibademli Höyüğü'nden gece yıldızları seyredebilirsiniz. Gökçeada'da mutlaka yapmanız gerekenleri kısaca özetleyecek olursak, gün batımında Yukarı Kaleköy'e gidin. 15 Ağustos'ta Tepeköy'de yapılan Meryem Ana Şenlikleri'ne katılın. Marmaros Şelalesi'ni ziyaret edin. Sakızlı muhallebi, efibadem, dibek kahvesi ve ciciryayı mutlaka tadın. Kuzu haşlama, kuzu kapama yiyin, adanın organik üretim sertifikalı bağlarından üretilen şaraplarını tadın. Adada dalış yapın. Gökçeada'ya en az 4 gün ayırmanızı öneririz.

>> Gökçeada ile ilgili daha detaylı bilgi için Gökçeada Gezi Rehberi yazımınızı okuyabilirsiniz.
>> Gökçeada'da Kamp Yapmak istiyorsanız yazımızı inceleyebilirsiniz.
>> Gökçeada'ya Nasıl Gidilir diye merak ediyorsanız bu yazımız faydalı olabilir.

4. CITTASLOW TARAKLI - SAKARYA

Fotoğraf Kaynak: Flickr / Must.

Sakarya il merkezine 65 kilometre, Ankara'ya 270 kilometre, İstanbul'a 200 kilometre mesafede olan etrafı dağlarla çevrili dar bir vadide kurulmuş olan sakin şehir Taraklı, Osmanlı mimarisini yansıtan beyaz evleri ve konaklarıyla dikkat çekiyor. Eski adı 'Dablar' olan Taraklı'nın Hellenistik dönemdem 'Bytinia' adı verilen bölgede yer aldığı biliniyor. Taraklı'nın 1289 ile 1293 yılları arasında Osmanlı topraklarına dahil olduğu yönünde kaynaklar olmakla beraber Hisartepe'de bulunan M.Ö. 1000 ile M.Ö. 2000 yılları arasında inşa edildiği düşünülen iki su sarnıcı tarihinin ne kadar eskilere uzandığını göstermektedir. Evliya Çelebi, Seyahatnamesi'nde Taraklı ile ilgili "Kalesi viran bir biçimde olup, bağlı bahçeli, akarsulu, bir dere içinde 500 kadar hanlı, evli, tahta ve kiremit örtülü şirin bir kasabadır." demiştir. Taraklı'da Yusufbey mahallesindeki 5 asırlık çınar ağacını görün, Hacıyakup Paşalar köyündeki Bizans hamamını ziyaret edin, Karagöl Yaylası'nda yürüyün, Hark Kanyonu ve Mağarası ile Güngörmez Şelalesi görün, keşkek ve köpük helvası yiyin. Taraklı'ya en az 2 gün ayırmanızı ve ilçeye 28 kilometre mesafedeki bir diğer sakin şehrimiz Göynük'ü de rotanıza eklemenizi tavsiye ederiz.

5. CITTASLOW YENİPAZAR - AYDIN

Fotoğraf Kaynak: Youtube / Atakan Uslu

Efeler diyarı Aydın'a 40 kilometre mesafede yer alan yörükler diyarı Yenipazar'ın tarihi M.Ö. 2000'li yıllara Orthosia'ya dayanmaktadır. 17. yüzyıl sonunda Cihanoğulları adında bir aşiret beyi tarafından bugünkü yerinde yeni bir yerleşim kurulmuş. Bu yere kurulan pazar, bölge için önemli bir ticaret yeri olmuş ve kasabanın adı "Yenipazar" olmuştur. Büyük Menderes Havzası içinde yer alan Yenipazar, verimli tarım alanlarına sahiptir. Kurtuluş Savaşı'nın kahramanlarından Yörük Ali Efe'nin memleketi olan Yenipazar'da Yörük Ali adına yapılan müzeyi ziyaret etmeyi unutmayın. Aşağı Dip Gölü Tabiat Parkı, doğal güzellikleriyle ruhunuzu dinlendirebilirsiniz. Yenipazar'da yapılan geleneksel deve güreşlerini ve yörük şenliklerini de kaçırmamanızı öneririz. Yenipazar'da ne yenir diye sorarsanız öncelikle Yenipazar'a gelip de pide yememek olmaz. Ekmek dolması, et lelengisi, hurma (yuvarlama), karnabahar mücveri, keşkek, yavru kavurması da tadına bakmanız gereken lezzetlerden bazıları. Yenipazar'a en az bir gününüzü ayırmanızı ve sokaklarında yürümenizi öneririz.

6. CITTASLOW EĞİRDİR - ISPARTA

Fotoğraf Kaynak: Flickr / tetis cansun

Isparta'nın Eğirdir ilçesinin M.Ö. 560-547 tarihleri arasında Lidya'nın son hükümdarı Kroisos tarafından kurulduğu ve ilk adının 'Krozos' olduğu sanılmaktadır. Her mevsim büyüleyici bir atmosfere sahip olan Eğirdir Gölü'nün kıyılarına kurulmuş olan ilçeyi sadece Dağ Komando Okulu vesilesiyle biliyorsanız, çok şey kaybetmiş sayılırsınız. Eğirdirliler tarafından tapusu Atatürk'e verilen Can Adası, Kovada Gölü Milli Parkı, Yeşil Ada, elması, dünyada eşine az rastlanan Kasnak meşesi, Altınkum Plajı, Prostanna Antik Kenti ve Sığla Ormanları, sadece Eğirdir'de görülen Apollon Kelebeği ile hem tarihi hem de doğal güzelliklere sahip Eğirdir, mutlaka ziyaret etmeniz gereken sakin şehirlerden biri. Eğirdir'de elmadan yapılan farklı yemek ve tatlıları mutlaka denemelisiniz. Eğirdir'e en az 2 gün ayırmanızı tavsiye ederiz.

7. CITTASLOW HALFETİ - ŞANLIURFA

Fotoğraf Kaynak: Flickr / Yavuz Halıcı

Mezopotamya coğrafyasının mutlaka görülmesi gereken yerlerinden biri olan yavaş şehir Halfeti'nin 3/5 kısmı 2000 yılında Birecik Barajı'nın açılması ile sular altında kalmıştır. Hüzünlü hikayesiyle beraber sular altında kalan saklı bir cennete dönüşen Halfeti'de, Fırat Nehri üzerinde tekne ile gezerken su altında ve üstünde kalan tarihi seyrederken adeta zaman makinasında yolculuğa çıkıyorsunuz. Tarihi M.Ö. 2000'li yıllara kadar uzanan Halfeti'yi birçoğumuz su altında kalan minaresi ile en uğrak yerlerden biri olan Savaşan Köyü'nden hatırlıyor olabiliriz. Ama Halfeti sadece buradan ibaret değil. Halfeti'de mutlaka Fırat nehri üzerinde tekne turu yapın. Halfeti'de gezilecek yerler Rum Kale, Gürkuyu (Norhut) Kilisesi, Kanterma Mezrası Hanı'nı ziyaret edin. Sadece Fırat ve Dicle nehirlerinde yetişen Şabut Balığı'ndan yapılan Şabut Balığı Kebabı'nı, erik tavasını, kebat reçelini yemeden dönmeyin. Halfeti'ye en az 1 gün ayırmanızı tavsiye ederiz.

8. CITTASLOW PERŞEMBE - ORDU

Fotoğraf Kaynak: Facebook / İlhan Türkmen

Karadeniz kıyıları tarih boyunca birçok millete ev sahipliği yapmıştır. Ordu'ya 16 kilometre mesafedeki sakin şehir Perşembe, 1824 yılında Kozağzı Deresi'nin güneyinde yer alan, bugünkü meydan caminin ön tarafında bulunan iskelenin yapılışı ile başlamıştır. Perşembe'de sakinlik her yere yayılmış diyebiliriz. Yeşilin her tonunu gözlemleyebileceğiniz yavaş şehir Perşembe, doğal güzellikleri, fındığı ve balıkçılığıyla ünlü bir Karadeniz sahil kasabası. Perşembe'de gezilecek yerleri kısaca özetlemek gerekirse, Oçboynuzu (Kral) Yolu'nda yürüyün, tamamen ahşap olan Medreseönü Afırlı Camisi'ni ziyaret edin, Yason Burnu'na gidin, Hoynat Adası'nı görün. Hamsili pilav (içli tava), melocan (diken ucu) kavurması, mısır ekmeği, hamsi buğulama, mısırlı pancar sarması, pancar (karalahana) çorbası, sakarca kayganası, mısır çorbası, turşu kavurması, galdirik kavurmasının tadına bakmadan dönmeyin.

9. CITTASLOW MUDURNU - BOLU

Fotoğraf Kaynak: Flickr / Yonca Evren

Bolu'nun sakin şehri Mudurnu, Bitinyalılar zamanından beri var olan, Frigyalılar, Lidyalılar, Persler, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular ve Osmanlı medeniyetlerine ev sahipliği yapmış eski bir kasabadır. Günümüzde Mudurnu'nun adı tavukçuluk ile anılsa da aslında Mudurnu'nun sadece tavuğu değil, kızılcık çorbası, kalem sapı, cevizi, el sanatları, iğneleri ve çarşısı da meşhur. Mudurnu gezilecek yerleri kısaca özetleyecek olursak, Osmanlı mimarisini yansıtan Mudurnu Evleri'ni ziyaret edebilir, sokaklarında yürüyebilirsiniz. Yıldırım Beyazıt Cami, Kanuni Sultan Süleyman Cami, Saat Kulesi ve Yıldırım Beyazıt Hamamı önemli tarihi yapıları arasında yer almakla beraber yakınında yer alan sakin şehirler Göynük ve Taraklı'yı gezi programınıza dahil etmenizi ve Mudurnu'ya en az 2 gün ayırmanızı öneririz.

10. CITTASLOW ŞAVŞAT - ARTVİN

Fotoğraf Kaynak: Flickr / Ergin Topcu

2015 yılında Cittaslow kriterlerini tamamlayarak Türkiye'nin sakin şehirleri listesine dahil olan bir diğer Karadeniz ilçesi Şavşat, doğallığıyla öne çıkıyor. Türkiye'nin kuzeydoğusunda yer alan Artvin'in Şavşat ilçesi, Türkiye'nin 10. yavaş şehri unvanına sahip beldesidir. Yüksek dağlarla çevrili Şavşat, adını Gürcüce 'Karaorman', 'Siyah Yer' anlamına gelen bir kelimeden almıştır. Urartu, Kimer, Roma, Sasaniler'e ev sahipliği yapan Şavşat, Yavuz Sultan Selim döneminde Osmanlı yönetimine, Gürcistan'ın bir vilayeti olarak dahil olur. Tüm medeniyetlerden izler taşıyan Şavşat'ta 10 yüzyıldan kaldığı söylenen Cevizli köyü sınırlarındaki Tibet Kilisesi, Köprülü köyündeki Köprülü Kilise, Zor Mustafa Bey Camisi ve 950 rakımda kayalıklar üzerine inşa edilmiş Şavşat Kalesi (Satlel Kalesi) önemli kültürel miraslardandır. Coğrafi güzelliklerine gelirsek, Karagöl, Bocanat deresi üzerindeki Meydancık Taş Kemer Köprüsü, Tamara Odaları, Suatan Şelalesi, Sahara Yaylası, Arsiyan Yaylası ve Gölleri, Kocabey Kışlası ve Maden Köyü'nü görmenizi öneririz. Sahara Yaylası, Kocabey Kışlası ve Maden Köyü'nün kamp ve karavan turizmi için uygun olduğunu da belirtelim. Şavşat'ta ne yenir derseniz, alabalık yemeden ayrılmayın deriz. Birçok endemik bitki türüne ev sahipliği yapan Şavşat'a en az 1 gün ayırmanızı tavsiye ederiz.

11. CITTASLOW UZUNDERE - ERZURUM

Fotoğraf Kaynak: Flickr / Yavuz Tugcu

Türkiye'nin en yüksek şelalesi Tortum Şelalesi ve Tortum Gölü'ne sahip Uzundere (eski adıyla Azort), ülkemizin 11. Cittaslow kenti olarak listeye girmiştir. Erzurum il merkezine 84 km uzaklıkta olan Uzundere, Karadeniz Bölgesi iklimine sahiptir. Tarihi 3 bin yıl öncesine uzanan Uzundere, Öşk Manastırı, Engüzek Kalesi, Sapaca Kalesi, İnçer Camii gibi tarihi eserlere sahip olan Uzundere, birçok endemik bitki, memeli, kuş ve kelebek cinsinin de yuvasıdır. Uzundere, su sporları aktiviteleri için de uygundur. Tortum Gölü ve Tortum Çayı'nda yelken, rafting, kano gibi su sporlarını da yapabilirsiniz. Uzundere'den yaban hayatı ve kuş gözlemciliği yapmadan dönmemelisiniz. Uzundere'ye en az 1 gün ayırmanızı tavsiye ederiz.

12. CITTASLOW GÖYNÜK - BOLU

Fotoğraf Kaynak: Flickr / Mustafa Özkan

Batı Karadeniz'de yer alan yavaş şehir Göynük, Bolu'nun güneybatısında kalıyor. Yüksek tepeler arasında, akarsuların aktığı vadilerde, karşılıklı yamaçların eteklerine kurulmuş Göynük, tarihi dokusu bozulmamış ender Osmanlı kasabalarındandır. 1323'den sonra Osmanlı topraklarına dahil olan Göynük, 700 yıllık tarihi konut, işyeri, hamam, türbe gibi yapılara sahiptir. Ankara, İstanbul, Eskişehir, Bursa gibi metropollere yakınlığına rağmen Göynük sakinliğini koruyabilmiştir. 2017 yılında Cittaslow birliğine katılan Göynük, şeker fasulyesi, uğut marmelatı, tokalı örtüleri, tahta oyma eserleri ile dikkat çekiyor. Birçok doğal güzelliğe sahip Göynük'te, Şarlahan Şelalesi ve Kanyonu, Sünnet Gölü, Çubuk Gölü'nü ziyaret etmeyi unutmayın. Bölgedeki diğer yavaş şehirler Mudurnu ve Taraklı'yı da gezi programınıza dahil etmenizi ve Göynük'te en az 2 gün ayırmanızı öneririz.

13. CITTASLOW GERZE - SİNOP

Fotoğraf Kaynak: Flickr / Don Barrett

Türkiye'nin en mutlu ili Sinop'un, en mutlu ilçesi Gerze, 2017 yılında sakin şehirler arasındaki yerini aldı. Tarihi M.Ö. 1400'lü yıllara uzanan Gerze, masmavi koylara, uçsuz bucaksız yemyeşil bir bitki örtüsüne sahip. Gerze'de Derecuma Camii, Yakupağa Konağı, Yelken Tepe, Sorkun Şelalesi, Sökü Yaylası, Gerze Feneri (Türk mühendisleri tarafından yapılan ilk deniz feneri), Değirmenli Şelale gibi tarihi ve doğal güzellikleri görebilirsiniz. Oldukça farklı lezzetlere sahip Gerze'de ne yenir derseniz, Mamelika-Hoptiri (Kaşık Hamuru), tuzlu balık, nokul, zıbıdık, kazıyak, etli kulak hamuru, tirit (bandurma-ıslama), boranaşı, şipsi, sakarcık, koyun gözü, çakaduzu, keşkek, mısır pastası yemeden dönmeyin deriz. Gerze'ye en az 1 gün ayırmanızı öneririz.

14. CITTASLOW VİZE - KIRKLARELİ

Fotoğraf Kaynak: Flickr / mc kilicman

Trak Krallığı'ndan Osmanlı'ya yaptığı ev sahipliği ile geçmişte ünü büyük olan şimdilerin sakin, şirin ilçesi Vize, bir taraftan Kıyıköy'den Karadeniz'e, bir taraftan yemyeşil Istranca Dağları'na uzanıyor. İstanbul'a yaklaşık 140 kilometre mesafede olan Vize, sahili, ormanı, deresi, şelaleleri ve mağaralarıyla tam bir doğa harikası. Ayrıca Vize, Trakya'nın bilinen tek antik tiyatrosuna sahiptir. İlçe merkezine 47 kilometre mesafedeki Kıyıköy'de denize girebilir, Kızılağaç Köyü yakınlarında yer alan Cehennem Şelaleri'nde yürüyüş yapabilirsiniz. Cehennem Şelaleleri'ne özellikle ilkbaharda gitmenizi öneririz. Vize'de ne yenir derseniz, oğlak çevirme, kiremitte mantarlı alabalık, ısırgan otu çorbasını mutlaka tatmalısınız deriz.. Evinize dönerken Vize Peyniri ve ıhlamur çiçeği balı almayın da unutmayın. Vize, güzel bir hafta sonu kaçamağı için çok uygundur.

15. CITTASLOW YALVAÇ - ISPARTA

Fotoğraf Kaynak: Flickr / mike

Isparta'nın ikinci cittaslow belgeli yeri Yalvaç'tır. Isparta'nın kuzey doğusunda yer alan Yalvaç'ın medeniyet tarihi M.Ö. 6000'li yıllara kadar uzanmaktadır. Ayrıca Yalvaç'ta 8 milyon yıl öncesine ait at, fil, gergedan fosilleri bulunmuştur. Anadolu'nun bir zamanlar belki de en işlek konuma sahip Yalvaç, nice gezgine ev sahipliği yapmış. Yalvaç'ta unutulmaya yüz tutan dericilik, keçecilik, halıcılık, demircilik gibi el sanatları hala yaşatılmaktadır. Pisidia Antiokheia Antik Kenti ve Men Tapınağı Yalvaç'ın en çok ilgi gören tarihi yerlerindendir. Yalvaç'ta mutlaka gidip çay içmeniz gereken yerlerden biri Çınaraltı'dır. 8 asırlık çınar ve çevresinde toplanmış kahvehaneler de sohbet eksik olmaz. Yalvaç'ta pazartesi günleri kurulan pazara da uğramanızı öneririz. Eğirdir Gölü'nün Yalvaç sınırları içinde kalan kuzey yarısı, Hoyran Gölü olarak adlandırılır. Burada konaklama, kamp alanları ve plaj mevcuttur. Yalvaç'tan sonra Eğirdir'e de uğrayabilirsiniz. Bu yüzden buraya gelecekseniz en az 2 gün ayırmanızı öneririz.

16. CITTASLOW KÖYCEĞİZ - MUĞLA

Fotoğraf Kaynak: Flickr / Deniz Erinsel Önder

Türkiye'deki sakin şehirler listesine 2019 yılında dahil olan Köyceğiz, adını yakınında yer alan Köyceğiz Gölü'nden almakla beraber, Rize'den sonra en çok yağış alan yerdir. Kış mevsiminde yağmurun haftalarca sürdüğü olmaktadır. Köyceğiz'in tarihi M.Ö. 3400'e kadar uzanmaktadır. Sırasıyla Karyalılar, İskitler, Asurlular, İyonyalılar, Dorlar, Akalar, Persler, Helenler, Seleykoslar, Romalılar, Selçuklular, Menteşeoğulları ve Osmanlılar'a ev sahipliği yapan Köyceğiz, adeta medeniyetlerin kesiştiği yer olmuştur. Köyceğiz'de gezilmesi gereken yerlerin başında tabi ki ilçeye adını veren 53 kilometrekarelik bir alanı kaplayan Köyceğiz Gölü gelir. Dünya'daki 7 ayaklı gölden (denize açılan göl) biri olan Köyceğiz, birçok tatlı su balığına özellikle de nesli tükenmekte olan Nil Kaplumbağaları'na ev sahipliği yapmaktadır.

Köyceğiz'den tekneye binip gölde turladıktan sonra Dalyan su kanallarını geçip, gölün denizle buluştuğu caretta carettaların yumurtlama alanı İztuzu Plajı'na gidebilirsiniz. Dalyan'da mavi yengeç yemeyi ihmal etmeyin pişman olursunuz. Ayrıca Kaunos Antik Kenti'ne de tekne ile gidebiliyorsunuz. Cilt hastalıklarına iyi gelen Sultaniye Kaplıcaları, şifa bulmak ve dinlenmek için iyidir. Yazın serinlemek için ise Yuvarlakçay'a mutlaka uğramalısınız. Yuvarlakçay'ın serin sularına girmek herkesin harcı olmasa da çay etrafında kurulu tesislerde güzel bir kahvaltı yapabilir, alabalık yiyebilirsiniz. Son olarak manzarasıyla sizi alıp uzak diyarlara götürecek Ekincik Koyu'nda güneşi batırın. Köyceğiz coğrafi yapısı, tarihi ve doğal güzellikleriyle öyle bir günde gezip tadını çıkarabileceğiniz bir yer değil. Sadece bir gününüzü tekne turuna ayırmanızı, en az 3 günlüğüne Köyceğiz-Dalyan bölgesine gelmenizi öneririz.

17. CITTASLOW AHLAT - BİTLİS

Fotoğraf Kaynak: Flickr / Cittaslow International

Türkiye'deki en son sakin şehir Ahlat'tır. Bitlis il merkezine 60 kilometre mesafede bulunan Ahlat, Van Gölü kıyısında yer almaktadır. Sırasıyla Urartu, Bizans, Abbasi, Selçuklu, Osmanlı egemenliğine giren Ahlat, tarihi güzellikleriyle de ön plana çıkıyor. Selçuklu Mezarlığı, Ahlat Müzesi, Emir Bayındır Kümbeti ve Camii, Emir Bayındır Köprüsü, Çifte Kümbet, Usta Şagirt Kümbeti, Abdurrahman Gazi Türbesi, Ahlat Sahil Kalesi, tarihi ve kültürel gezileri sevenlerin uğraması gereken yerlerin başında geliyor. Nemrut Krater Gölü ve Nazik Gölü de mutlaka görmeniz gereken doğal güzelliklerdendir. Ahlat'ta ne yenir diye merak ediyorsanız tavuk göğsü ve buğdaydan yapılan harse, bu yörenin lezzetlerinin başında geliyor. Yemeden dönmeyin. Ahlat'a en az 2 gün ayırmanızı öneririz.

Ey tez canlı, aceleci, ham kişi! Bir dama bile basamak basamak merdivenle çıkılır. tencereyi ocakta yavaş yavaş ustaca kaynatmak gerekir. Delice kaynayan tencerenin pişirdiği yemekten hayır gelmez. -Mevlana

SONUÇ

Türkiye'de Cittaslow macerası 2009 yılında Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer ile başladı. 2010 yılının başında Seferihisar'a 'Salyangoz Logosu'nu hak ettiği bildirildi. 10 yılda 17 beldemiz, sakin şehir unvanına hak kazandı. Bu sayının önümüzdeki yıllarda hızla artacağına hiç şüphemiz yok. Çünkü ülkemizin dört bir yanında Cittaslow kriterlerine uyum sağlayabilecek belde yer alıyor. Tabi mevcut sakin şehirlerimizin de belirlenmiş 72 kriteri özenle korumalarını umuyoruz. Yenileri eklendikçe listemizi güncelleyeceğiz. Mevlana'nın yukarıda paylaştığımız sözü, cittaslow felsefesini çok güzel özetliyor. Biz de diyoruz ki yavaş yaşayın, yavaş yiyin, sağlıklı kalın, uzun ömürlü olun, bol bol gezin:)